Zona Hastalığı Nedir?Zona hastalığı, ağrıya yol açan, ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntülere neden olan bir cilt hastalığıdır. Halk arasında "gece yanığı" olarak da bilinir. Zonada belli bir bölgeyi etkileyen döküntüler, kemer veya bant şeklinde bir görüntü oluşturur. İlk önce su toplayan ve sonrasında kabuk tutan kabarcıklar şeklinde ortaya çıkar. Zona hastalığına, su çiçeğine neden olan varisella zoster isimli virüs yol açar. Bu virüs bir kez vücuda girdikten sonra, bağışıklık sisteminin zayıflamasını bekler ve fırsat bulduğunda harekete geçerek zona hastalığının ortaya çıkmasına neden olur. Depresyon, stres, yaşlılık ve diğer hastalıklar, vücudun zayıf düşme sebepleri arasında sayılabilir. Zonaya neden olan virüs, sinir köklerine yerleşebilen bir virüs olduğundan, zona ağrıları da oldukça kuvvetli olabilmektedir. Sırt, göğüs, karın, kalça, kol, bacak, boyun, baş ve yüz bölgeleri zona hastalığının etkilediği bölgelerdir. Zona şikayeti bu bölgeler arasında en fazla göğüs ve başta görülür. Zona Neden Olur?Bir kişi su çiçeği rahatsızlığı geçirdiyse, yukarıda sözü edilen virüs bedendeki bazı sinirlere yerleşmiş demektir. Su çiçeğine ve sonrasında zonaya yol açan bu virüs, vücutta herhangi bir soruna yol açmadan yıllarca bekleyebilir. Su çiçeğinin ardından uzun yıllar sonra virüsün sinirlerde tekrar etkin hale gelmesiyle zona belirir. Virüsün neden aniden harekete geçtiği ve zonaya neden olduğu tam anlamıyla açıklanmamıştır. Ancak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir dönemi seçtiği bilinmektedir. Her yaş grubunda zona rahatsızlığı görülebilir, ancak 50 yaş üzerindeki kişilerde risk daha yüksektir. Bu durum, yaşlılıkta vücudun bağışıklık sisteminin zayıflaması ile açıklanabilir. Bir yaşından önce su çiçeği geçirenler ve bir hastalık veya kullanılan ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf olanlar da zona hastalığına daha yatkın kabul edilir. Zonaya yol açan veya tetikleyen sebepler şunlardır:
Zona Tekrarlar mı?Bağışıklık sistemi ne kadar zayıf düşerse virüs de harekete geçecek diye bir kural yoktur. Ayrıca her su çiçeği geçiren kişide de zona görülmez. Çoğu hastada, su çiçeğinin ardından hayat boyu sadece tek bir atak görülür. Zona, tekrarlamayan bir rahatsızlık olarak kabul edilir, ancak nadir de olsa hastalığın tekrar ortaya çıktığı vakalar da vardır. Zonanı kesin bir tedavi yöntemi henüz geliştirilmemiştir. Rahatsızlık başladıktan sonra belirtilerin hafif atlatılmasına yönelik tedaviler uygulanır. Zona yaralarına temas eden kişiye bu rahatsızlık zona olarak değil, su çiçeği olarak bulaşabilir. Zona, belli bir bölgede ağrı, karıncalanma hissi, yanma ve kaşıntı benzeri belirtilerle belirir. Öncesinde baş ağrısı, halsizlik, ateşsiz grip bulguları, ışığa karşı hassaslık görülebilir. Yanma ve ağrı çok olabilmektedir ve ciltte henüz herhangi bir döküntü veya kabartı yokken ortaya çıkabilirler. Çoğu kez sırt ve göğüs kısmında görülen ağrılar, başka rahatsızlıklardan şüphelenmeye yol açar. Ciltteki içi su dolu kabarcıklar ise kabuklu yaraya dönüşür. Zona virüsü sinirleri etkilediğinden, hastalığa müdahale edilmezse işitme kaybı, görme kaybı, yüz felci, kasların hareket kaybı, enfeksiyon gibi daha ciddi bulgular da ortaya çıkabilir. Nadir de olsa zona baş bölgesini, yüzü ve gözleri etkileyebilir. Özellikle gözü etkileyen zonada mutlaka tedaviye başlanmalıdır. Akciğer, beyin veya sindirim sistemindeki iç organlar da zonadan etkilenebilir. Zona Tedavisi Nasıl Yapılır?Zonanı tedavisinde virüsle savaşacak bir ilaç kullanılması gerekir. Bu ilaç, ağrıyı azaltır, rahatsızlık süresini kısaltır ve ileri aşamadaki problemlerin ortaya çıkmasını engeller. Yanma ve ağrı hissedilmesinin ardından 3 gün içinde ilaca başlanması gerekir. Ciltte kabarcıklar ortaya çıkmadan tedaviye başlanması çok iyidir. Zona hastalığında erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bunun sebebi, zonanın sinirleri etkileyen bir rahatsızlık olmasıdır. Tedavide gecikilirse, zona ağrılarının döküntü ve yaraların iyileşmesinden sonra bile uzun süre devam etmesi riski doğar. Vücut zayıf düştüğünden, dinlenme zona tedavisinde önemli bir yer tutar. Ayrıca yaraların iyileşme döneminde düzenli şekilde pansuman yapılmalı ve yeni bir enfeksiyon oluşmamasına özen gösterilmelidir. |
Zona hastalığına yakalanan biri olarak, bu rahatsızlığın belirtilerini yaşamak gerçekten zorlu bir süreçti. İlk başta, vücudumda hissettiğim yanma ve ağrı hissi oldukça rahatsız ediciydi. Özellikle kabarcıklar çıkmadan önceki aşamada, belirtilerin nasıl gelişeceğine dair hiçbir fikrim yoktu. Sadece sırtta ve göğüste yoğun bir ağrı hissetmek, beni endişelendirmişti. Su çiçeği geçirdiğim için bu virüsün yıllar sonra tekrar etkin hale gelmesini beklemiyordum. Ancak bağışıklık sistemimin zayıfladığı bir dönemde bu durumun gerçekleşmesi, beni oldukça şaşırttı. Yaşım 50'nin üzerinde olduğu için risk grubunda bulunduğumu biliyordum, ama yine de bu kadar erken bir şekilde ortaya çıkacağını düşünmemiştim. Tedavi sürecim başladığında, ilacın etkisini görmek için sabırsızlanıyordum. Yaşadığım ağrılar ve rahatsızlıklar, hayat kalitemi ciddi biçimde etkiledi. Erken teşhis ve tedavi önemini şimdi daha iyi anlıyorum; çünkü gecikme durumunda ağrılarımın uzun süre devam etme riski vardı. Zona, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal olarak da zorlayıcıydı. Stres ve depresyon gibi faktörlerin bu hastalığı tetiklediğini düşündüğümde, yaşadığım süreç daha da karmaşık hale geldi. Nihayetinde, tedavi sürecinde dinlenmenin ve yaraları düzenli şekilde pansuman etmenin ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Umarım bu hastalığı yaşayan diğer kişiler de en kısa sürede rahatlama bulabilir.
Cevap yazZona Hastalığının Belirtileri
Canberk Eftal, zona hastalığını yaşamak gerçekten zorlu bir deneyim olabilir. Belirttiğin gibi, vücutta hissettiğin yanma ve ağrı hissi oldukça rahatsız edici. Kabarcıkların çıkmadan önce yaşanan belirtiler genellikle tanınması zor bir süreçtir ve bu durum insanı endişelendirebilir. Özellikle sınınan bu belirtilerin, hastalığın nasıl ilerleyeceği konusunda belirsizlik yaratması, yaşanan sıkıntıyı artırır.
Bağışıklık Sistemi ve Risk Faktörleri
Bağışıklık sisteminin zayıflaması, zona hastalığının yeniden ortaya çıkmasına sebep olabilir. 50 yaşın üzerindekiler için risk faktörleri daha da artıyor; bu durum seni şaşırtmış olmalı. Bu yaşlarda, vücudun bazı enfeksiyonlarla başa çıkma yeteneği azalır ve bu da hastalığın yeniden etkin hale gelmesine yol açabilir.
Tedavi Süreci ve Önemi
Tedavi sürecindeki sabırsızlığını anlıyorum. Yaşanan ağrılar ve rahatsızlıklar, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Erken teşhis ve tedavi, gerçekten de bu tür durumlarda çok kritik bir rol oynuyor. Gecikme, belirtilerin süresinin uzamasına ve daha fazla rahatsızlık çekmene sebep olabilir.
Duygusal Zorluklar
Zona hastalığının sadece fiziksel değil, duygusal olarak da zorlayıcı olduğunu belirtmişsin. Stres ve depresyonun bu hastalığı tetiklemesi, süreci daha da karmaşık hale getiriyor. Dinlenmenin ve yaraları düzenli olarak pansuman etmenin önemini vurgulaman, tedavi sürecinde kendine dikkat etmenin ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor.
Umarım senin gibi bu hastalığı yaşayanlar, deneyimlerini paylaşarak birbirlerine destek olurlar ve en kısa sürede rahatlama bulabilirler. Geçmiş olsun dileklerimle!